24 Haziran 2012 Pazar

DONGHAE Elle Girl Dergisi Röportajı [Mart Sayısı]


[120220/DONGHAE] Elle Girl Dergisi Röportajı [Mart Sayısı]


EG: Elle
DH: Donghae
EG: Eunhyuk ile geçtiğimiz aylarda bir düet performansı sergilemiştiniz.Koca bir sahnede,yalnızca iki kişi olmak nasıl bir histi?
DH: Oldukça eğlenceliydi. ”Oppa Oppa” orjinalinde konserimiz için hazırladığımız bir şarkıydı,çünkü bu tarz disko konseptini konserlerimizde denemek istiyorduk.
Konserdeki performansımız sonrasında aldığımız tepkiler inanılmazdı.Sadece 1 ay sürmüş olsa bile hayranlarımız için,müzik programlarında tanıtımlar yaptık.
EG: Birçok erkek “Oppa” olarak çağrılmaktan hoşlanır, peki aynı şey senin içinde geçerli mi?
DH: Önceden bunu duyduğumda daha olağan geliyordu,fakat son günlerde bu durumu baya sevmeye başladım.Hahah!
EG: Siwon ile birlikte rol aldığınız drama ”Skip Beat” fanlar arasında oldukça popüler oldu.Dizideki karakterleriniz çizgi romandaki orjinal karakterlerle oldukça benzer yönler taşıyordu.Bizler bu drama sayesinde daha önce görmediğimiz başka yanlarınızı da görmüş olduk.
DH: Orjinal karaktere mümkün olduğunca benzemek için,sürekli düşündüm durdum.
Saçlarımı boyadım ve bol bol eyeliner kullandım.Daha önceden bu stilden hoşlanmazdım ancak bölümleri izledikten sonra ”böyle de fena gözükmüyormuşum” diye düşündüm.Kore’de oyunculuk adına bir fırsat yakalarsam, insanlara daha farklı yanlarımı da göstermek isterim.
EG: “It’s OK, Daddy’s girl” çekimleri devam ederken, dahaçok dizi projesinde yer almak istediğinden bahsetmiştin.İlk oyunculuk serüvenin nasıldı? Oyunculuk senin umduğun kadar ilgi çekici mi?
DH: Eğer hava bugün ki kadar soğuk olmazsa,oldukça çekici olabilir(GÜLÜYOR) Elbette oyunculuğa devam etmek istiyorum.Kore’de yahut diğer Asya ülkelerindeki bir sinema filminde olabilir.Dürüst olmak gerekirse, fotoğraf çekimlerinde hala kendimi yapmacık hissediyorum ama dizi çekimlerinde daha rahatım.
EG: Dünyanın her yerinden,çeşitli insanla birlikte çalışıyorsun(uz).Yabancılarla çalışmaya alışmış olmalısın değil mi?
DH: Evet,artık alıştım. Konser ya da reklam çekimlerinde,sık sık aynı insanlarla birlikte çalışıyoruz,bu yüzden onları iyi tanıyorum hatta kaldığımız oteller bile aynı.
EG: Yurtdışı konserleriniz esnasında sende en çok etki bırakan olay nedir?
DH: 2 – 5 Şubat arası 4 gün boyunca Tayvan’da konserdeydik.Taipei Arena’da peşpeşe 4 konser veren ilk yabancı sanatçı olduğumuzu duyduk.Japonya’da daha önce özel bir tanıtım yapmamamıza rağmen, Osaka Kyocera Dome’da 80.000 kişinin önünde performans sergilemiştik.Kendimizle gurur duyduk, heyecanla Mayıs ayındaki Tokyo Dome’da ki SS4 konserini bekliyoruz.
EG: Geçen sene Super Junior, ilk kez Asya dışına çıktı akabinde New York ve Paris’de konser verdi.Hallyu wave’in merkezindekiler olmak,nasıl hissettiriyor?
DH: KPOP’un popüleritesinin daha da büyüyeceğini düşünüyorum.Birçok KPOP sanatçısı diğer ülkelerde de çıkış yapacaktır.Böyle bir olayın içinde olmak harika.Yurdışındaki fanlardan gelen flash mobları gördüğümde hem şaşırdım hem etkilendim.Şili,Avurstralya ve adını saymadığım daha birçok ülkeden talep var ancak üzgünüz ki bunların tümünde konser veremeyiz.

EG: Twitter takipçi sayın 1 milyon sınırını geçti değil mi?
DH: Albümler ve konserlerin yanı sıra, bizi seven hayranlarımız yapabileceğimiz çok fazla şey yok.Fanlarımıza günlük hayatımızı göstermek istiyorum bu yüzden de sık sık twitterdan bildirimler atıyorum.
EG: Gitgide sınırları aşan Super Junior popüleritesine bağlı olarak,sahneniz,izleyici kitleniz oldukça çoğaldı,bunların yanında, amaç ve arzularınızda çoğalıyor mu?
DH: İçtenlikle söylüyorum,askerlik durumu olmasaydı,o süre zarfında dünya turuna çıkmak isterdim.Yanlızca 100 fan olsa bile,yine de gitmek ve onlarla tanışmak istiyorum.Dünya turundan başka birşey yapmayacağımız dopdolu 1 yılımız olsun istiyorum.
EG: Gerçekten mi? Konserler senin için hiç de yorucu değil anlaşılan?
DH: Hayır kesinlikle çok yorucu fakat sahneye çıktığım an herşeyi unutuyorum.Tayvan’da kaldığımız 4 gün boyunca,her gün 4-5 saat boyunca konser verdik.Başta,üyeleri acaba bu işin altından kalkabilir miyiz diye bir endişe sardı.
Ama hayranlarımızın karşısında, o sahnede yan yana durduğumuz an,tüm üyelerin içten gelen azimlerini
ve heyecanlarını hissebiliyordum.Grup üyeleri eğlence programlarında oldukça aktif olduklarından,sahnede de rahatça eğlenebiliyorlardı.Öte yandan fanlarımızda, her gün ışık çubuklarıyla farklı farklı şovlar sunuyorlardı.Bizi etkileyen de bu zaten.
EG: Ocak ayında, grup olarak Golden Disk Ödül töreninde 4 ödül kazandınız.
Bu senenin GDA’sında görkemli kazanan siz oldunuz.Bu size özel hissettirmiş olmalı.
DH: Her ödül töreninde,hepimizin farklı duygu ve düşünceleri oluyor.Ödül zamanlarında,
o zamana dek, üyelerle olan tüm anılarımızı, ne kadar zorlu ve uzun bir süreçten geçtimizi düşünüyoruz,
ve işte hepsi peşpeşe gelince ağlamak kaçınılmaz oluyor.Biz birbirimize hep şunu söyleriz;” Önümüzdeki yılda da ödülleri kazanan sanatçılar bizler olalım ve yalnızca Super Junior’ın ulaşabileceği rekorlara imza atalım”
EG: Eğitim ve ilk çıkış yaptığınız zamanı düşündüğünde,bu çok uzun zaman öncesiymiş gibi hissediyor musun?
DH: Hayır, aksine anılarım dün gibi taze. Zaman akıp gidiyor.Ama nereye gidersek gidelim, Kyuhyun bizi kamerasıyla çekecektir.Anılarımızın hepsi öylesine güzel ki, sahne arkasında birlikte oynadığımız oyunlar,kayak yapışımız,beraber barbekü partisi yapmamız,su savaşlarımız…Kyuhyun’un çektiği videoları izlediğimizde hepsini baştan hatırlıyoruz.
EG: Sahne önünde ve arkasında üyelerin eğlendiğini görmek,seni mutlu ediyor olmalı.
DH: Üyelerimiz hali hazirda iyi şekilde nasıl hazırlanacaklarını biliyor.
Debut’dan bu yana bizde hep bu yerleşik fikir vardır: ‘“Eğer bu yetmiyorsa, o zaman öl.” Eğlence programlarında, sunbaelerimiz hep söyle der “Konuşmak için daha çok yolunuz var,kâfi kadarı yeterdir”, ancak hyunglarımız gerçekten çok çalışkanlar ve bu azimleri sayesinde sektörde başı çeken insanlar tarafından farkedildiler.Leeteuk-hyung sık sık şöyle söyler,” İşinde titiz ve iyi hazırlanmış bir kişiyi asla alt edemezsin”İşte bu yüzden, konserlerde elimden gelenin en iyisini sunmaya çalışıyorum.
EG: We Got Married’de, önceden ayarlanan bir tanışma randevusu ile bir çift oluştu.
Ekrandan yansıdığı kadarıyla utangaç ve gergin bir havan vardı.Gerçekten tam olarak böyle mi hissediyordun?
DH: Evet! Kesinlikle rol yapmıyordum.Bu benim ilk randevum olduğundan oldukça çekingenlik hissettim.

EG: Sanırım, Son Eunseo gibi kendine has feminen cazibesi olan bayanlardan hoşlanıyorsun.
DH: Her zaman zarif bayanlardan hoşlanmışımdır. Henüz televizyonda yayınlanmamış olmamasına rağmen biz aslında onunla bir başka buluşmaya daha çıktık.Çekim süreci oldukça eğlenceliydi.Programlarda oldukça sessiz bir profil çizen bir tipim, Eunseo’da aynı zamanda benim gibi sessiz ama o, konuşmamız için yeni konular bulup arayı sıcak tutmaya çalışacak.
EG: Siz ikinizin WGM’e resmi çift olarak girdiğinize dair bazı dedikodular var,bunlar doğru mu?
DH: Henüz karar verilmedi. WGM, aslında uzun zamandır içinde yer almak istediğim bir şov,diğer şov programlarıyla karşılaştırdığımda ,bu program bana daha çok uyuyor.Artı bir performansla rol yapmama gerek yok,sadece içimden geleni yapar ve mümkün olduğunca o anın tadını çıkarmaya çalışırım.Tabi bu durum bazı insanların ya hoşuna gider ya da gitmez.
EG: Kısa süre önce As One ile yeni comeback şarkıları “Only U” ile birlikte çalıştın,
hem şarkıyı yazdın hem söyledin.Şarkının sözleri gerçekten çok tatlıydı.
DH: As One noonaları ile oldukça iyi bir ilişkim var bu nedenle bu düet çalışması bana çok normal geliyor.Genelde şarkıları boş zamanımda yazarım ve bu şarkıda önceden yazmış olduklarımdan biriydi.Nerede olduğumun pek önemi yok, evde ya da uçakta, her an şarkı yazabiliyorum.
EG: Sayısız hayrandan oldukça fazla şekilde ilgi görüyorsun.Yapmak istediğin gibi
bir dizide oyunculuk deneyimi de yaşadın.Bundan sonrası için yapmak istediğin başka neler var?
DH: Ekranlardaki şov dünyasını Super Junior’ın ele almasına ne dersin?
Leeteuk-hyung’un MC olduğu TV şovlarına katıldığım zaman, deneyimlerini benimle paylaşarak,yayında ne yapmam gerektiğine dair bana çok yardımcı oldu.Tıpkı onun gibi,üyelere yardımcı olup,tavsiye veren biri olmak istiyorum,ama bu illa ki şov sektörü değil de başka bir alanda olur.
EG: Super Junior’ın yaş ortalaması 27.5 değil mi? Siz beyler biraz daha olgun idollere dönüşüyorsunuz.
DH: Çevremdeki arkadaşlarımın hepsi şuan birer ajusshiye benziyorlar ama hyunglarım(sj) hiç te öyle değil! Sungmin-hyung’un 28 yaşında olduğuna inanabiliyor musun ? Hala 23′ünde ki gibi genç gözüküyor! 27 yaşında olmama rağmen, açıkçası yaşlı gösterdiğimi düşünmüyorum.Ben hala hyunglarına ihtiyacı olan küçük bir dongsaengim o kadar! Eğlenmek istiyorum.
EG: Sahne arkasında, 27 yaşında olgun bir adam olarak, hayatın için iyi bir planın var mı?
DH: Emin değilim ama herşeyden önce aşık olmak istiyorum.Belki de WGM’e katılmam bu yüzdendir.Ama diğer taraftan birşeyler için hazırlık yapmam gerek, bir ev bulmak ve daha fazlası gibi..İnsanı kaygılandıran birçok şeye rağmen, geçen seneden beri bu düşünceyle dolup taşıyorum.Birini sevebilme yönünde hissettiğim duygusal baskı çok fazla olduğunda, kendi kendime şunu söylüyorum ” artık bunu düşünme,dilediğin gibi yaşa gitsin”
EG: Öyleyse bu sene zarfında,başka neler yapmak istiyorsun?
DH: Öncelikle, ‘Super Show 4”ün başarıyla sonlanmasını umuyorum.
Aynı zamanda daha çok dizi ve film projesinde yer almak istiyorum.Ve tabi Leeteuk-hyung’u da askere yollamak zorundayım. Haha.
*:(çeviren notu:) Direk çevirince anlam bu ama benim paragraftan anladığım kadarıyla cümlenin özü şu;” Birşeyi başarmak/elde etmek ya da her ne ise için çalıştın ama olmadı mı o zaman daha çok çalış,o işi başarana dek dek didin çabala”
Kaynak:ELLE girl, worldwideelfs.wordpress
İngilizceye Çeviri: Selena AllRise Silver @ facebook
Türkçeye Çeviri: Junhottelfish@sujuturkey.wordpress

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder